Çalışma hayatında kişilerin güvenliğini sağlayabilmek gerekir. İş güvenliği kapsamında yapılması gerekenlerden biri çalışanlardan geçerli bir sağlık raporu istemektir. Sağlık raporları şu sebeplerden dolayı gerekir:
Kanunen zorunludur
İşçilerin sağlığını korumak ve riske atmamak adına yapılır
Sağlık raporları, işe alımlarda önemli detaylardan biridir. Bu raporlar hem işveren hem de çalışanlar için büyük önem taşır. Sağlık raporunda yapılan testler kişinin iş türüne ve çalışma şartlarına göre değişim gösteren detaylara sahiptir. Çalışılan işyerlerinin çok tehlikeli, tehlikeli ya da az tehlikeli gibi farklı tehlike seviyeleri yer alır. Bu yüzden çalışan kişiler için istenen sağlık raporlarındaki testler de her sektör için aynı değildir. Sağlık raporu için istenen tahliller işyeri hekimi tarafından belirlenir. Sektör ne olursa olsun bu sağlık raporlarının mutlaka doğru şekilde ve doğru zamanda istenmesi ve yapılması gerekir.
Peki genellikle bu sağlık raporunda hangi testler yapılıyor?
Akciğer grafisi, oldukça önemli olan ve sağlık raporlarında çoğunlukla istenen tetkiklerden biridir. Bu testin yapılma amacı kişinin akciğerlerinde herhangi bir rahatsızlık olup olmadığı; eğer varsa rahatsızlığın türü ve derecesinin saptanmasıdır. Akciğer grafisi ya da akciğer filmi çekimi, göğüs hastalıkları uzmanı ya da radyoloji uzmanı tarafından gerçekleştirilir. Bu tetkik sonucunda kişinin tüberküloz ya da verem gibi bir rahatsızlığı olup olmadığı uzman hekim tarafından raporlanır. Özellikle toza maruz kalınan işlerde çalışan kişilerin bu testi 6 ayda bir yaptırması, iş güvenliği için şarttır.
Odyo işitme testi ya da odyometri büyük çoğunlukla üretimin yoğun olduğu fabrikalar gibi iş yerlerinde çalışacak kişiler için uygulanır. Bu tip işyerlerinde çok fazla gürültü olacağı için kişinin işitme kapasitesi de büyük ölçüde önem taşır. Kişinin bu test sonucundaki rapora göre bir işitme kaybına sahip olup olmadığı belirlenebilir. Eğer böyle bir durum gerçekleşirse kişinin çalışma alanındaki gürültü seviyesinin azaltılması gerekir. İş yerindeki sesin azaltılması mümkün değilse çalışan kişi gürültü kesici kulaklık gibi bir aksesuar kullanarak çalışmaya devam edebilir. Ancak bu detay da sağlanamadığı zamanlar olabilir. Bu durumlarda da kişinin bu şartlar doğrultusunda çalışması mümkün olmaz.
Yine akciğerler odaklı bir test olan solunum fonksiyon testi (SFT) de son derece önemlidir. Bu test kişinin akciğer kapasitesini ölçmek için yapılan bir tetkiktir. Kişinin akciğerlerine girip çıkan hava hacmi, egzersiz anında, zor nefes alınan anlarda ve istirahat anında ölçümlenerek belirlenir. Bu test sonucunda uzman raporu ile kişinin KOAH, astım ya da nefes darlığı gibi bir rahatsızlığı olup olmadığı belirlenir.
Sağlık raporunda yapılan testler kapsamındaki tetkiklerden biri de tam kan sayımı ya da hemogramdır. Kan testlerinde hemotolojik tetkikler, biyokimya tetkikleri ya da hepatit tetkikleri istenebilir. Bu tetkikler ile kişinin lösemi, enfeksiyon ya da anemi gibi bir rahatsızlığının olup olmadığı ortaya çıkar. Kişinin kan testi yapıldığında kanındaki lökosit miktarına ve birkaç farklı ölçümlere bakılarak çıkan sonuçlar uzman tarafından raporlanır.
Kan sayımı gibi açlık kan şekeri ölçümü de kan testi ile gerçekleşen bir tetkiktir. Kişinin kanında yer alan glikoz maddesinin miktarına bakılır. Kişinin açlık kan şekeri, yani kanındaki glikoz maddesi miktarı yüksek değerlerde çıkabilir. Bu durumda testi yaptıran kişinin şeker hastalığı ya da diyabete sahip olduğunun ihtimali oluşur.
Kalp ile ilgili bir tetkik olan EKG de son derece önem arz eder. Bu tetkik süresince kişinin vücudunun belirli yerlerine elektrot denilen bir bant yapıştırılır. Bu bant sayesinde kişinin kalp atış hızı, ritmi ve gücü tespit edilir. Elektrotlar kişinin kalbindeki bütün bu detayları bir cihaza aktararak doğru değerleri verir. Eğer testi yaptıran kişide ritim bozukluğu gibi bir rahatsızlık varsa bu durum EKG testi sonucunda ortaya çıkar.
Sağlık raporunda yapılan testler arasında göz muayenesi de yer alır. Kişinin girdiği tetkikte göz merceğine detaylı olarak bakılır. Bu göz merceğinin yansıtılan ışığı kırma oranı gözlemlenir. Belirli test aşamaları ile kişinin net görüp görmediği tespit edilir. Bunun sonucunda da kişinin gözlük kullanması gerekip gerekmediği belirlenir. Tüm bunlara ek olarak eğer testi yaptıran kişide katarakt ya da renk körlüğü gibi bir rahatsızlık mevcut ise bu da uzman tarafından raporlanır.
Tetanos aşısı yapılmamış kişilerin, bu aşıyı mutlaka yaptırması gerekir. Çeşitli yaralanmalar sebebi ile vücuda bu hastalığa neden olan bakteri girebilir. Tetanos aşısı, bu Clostridium Tetani adı verilen bakteriden kişiyi koruyan bir önlemdir. Belirli dozlar ile kişiye uygulanan bu aşı, iş güvenliği için son derece önem arz eder. Ayrıca Hepatit aşısı da en az Tetanos kadar gerekli bir aşıdır. Çalışan kişinin Hepatit aşısı bulunmadığı durumlarda bu tetkik sonrası mutlaka aşısını yaptırması gerekir.
Bu tetkik özellikle gıda sektöründe ya da kreş veya anaokulunda çalışan kişiler için yapılması şart olan bir muayenedir. Bu muayene sonucunda kişilerin herhangi bulaşıcı bir bakteriye sahip olup olmadığı belirlenir. Bunu belirlemek için kişinin boğazından, burnundan ve dışkıdan örnek alınarak laboratuvarda incelemesi yapılır. İnceleme doğrultusunda da kişide bulaşıcı bir bakteri olup olmadığı uzman tarafından raporlanır.
Tüm bu test ve muayeneler her iş sektörü için farklılık göstermekle birlikte son derece önemli ve iş güvenliği kapsamında yapılması gereklidir.